Yükleniyor...
Bu site en iyi JavaScript etkinleştirilmiş modern bir tarayıcıda görüntülenir.
Bu sitenin tam sürümünü yüklemeye çalışırken bir şeyler ters gitti. Hatayı düzeltmek için bu sayfayı yenilemeyi deneyin.
Türkiye Selçuklularında Teşkilat Ve Sosyokültürel Yapı
Alperen
Türkiye Selçuklularında Teşkilat Ve Sosyokültürel Yapı'yı anlatınız.
Evokul
Türkiye Selçuklu Devleti, kuruluş döneminde bir taraftan Bizans'ı ve Haçlı saldırılarını bertaraf etmek diğer taraftan Türk beylikleri ve Eyyubilerle mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Türk devletlerinin genelinde olduğu gibi Türkiye Selçuklularında da tahta kimin geçeceği konusu kesin bir hükme bağlanmadığı için şehzadeler arasında taht kavgaları yaşanmıştır.
Türkiye Selçuklularında veliahtlık müessesesi devam etmiş ve sultan, büyük veya küçük ayırt etmeksizin oğullarından birini veliaht seçmiştir.
Veliahtlık, Eski Türk geleneğinde olduğu gibi babadan oğula, oğul küçük ise kardeşe geçse de bu durum da taht kavgalarını önlemeye yetmemiştir.
Türkiye Selçukluları’nda eski bir Türk geleneği olarak ülke topraklarının, hanedan üyelerine paylaştırıldığı da olmuştur.
Türkiye Selçuklularında devletin yönetim merkezi olan ve dergâh veya bârgâh olarak da anılan saray, hem devletin idare merkezi hem de hükümdarın şahsî ikametgâhı olmuştur.
Sultanın özel hayatını sürdürdüğü saray bölümüne harem denmiştir.
Saray teşkilatında en önemli görevliye hâcip denmiş ve hâciplerin reislerine de “hâcibü’l-hüccab denmiştir.
Konya’daki Alâeddin Köşkü, Kayseri’de Keykubâdiye Sarayı, Beyşehir’deki Kubâdâbâd Sarayı Alanya’daki Alâiye Sarayı Türkiye Selçukluları Dönemi’ne ait önemli saraylardandır.
Türkiye Selçuklularında sultanın mutlak vekili olarak vezir görev yapmış ve sultan adına devleti idare etmiştir.
Türkmenlerin, devletin devamında sorunlara neden olmaya başlaması, devlette gulâm sisteminin yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
Saray işlerini yapmak ve sultanın yakın hizmetini görmek için gerekli olan kişiler, gulâmhanede yetiştirilen kişilerden seçilmiştir.
Ücretli askerlik uygulaması Türkiye Selçuklularında özellikle XIII. yüzyılın başlarından itibaren görülmüştür.
Türkiye Selçuklu Devleti’nde askerî, idari, mali ve hukuki bütün devlet işlerinin karara bağlandığı ve en yüksek yönetim organına Divân-ı Saltanat veya Divân-ı Alâ denmiştir.
Atabeg veya atabey uygulaması Türkiye Selçuklularında da devam etmiştir.
Şehzadeler, melik unvanı ile küçük yaştan itibaren devlet işlerinde tecrübe kazanmaları için atabey denilen devlet adamlarının gözetiminde vilayetlere gönderilmiştir.
Nâib-i Saltanat ve pervane gibi Büyük Selçuklularda bulunmayan görevliler Türkiye Selçuklu Devleti’nde bulunmuştur.
Nâib-i Saltanat veya Niyâbet-i Saltanat, ilk defa Türkiye Selçuklularında görülmüştür.
Büyük Selçuklu Devleti’nin geliştirdiği ikta sistemi, taşra teşkilatında Türkiye Selçukluları tarafından da
uygulanmıştır.
Türkiye Selçuklularında arazi işlerinden sorumlu olan ve bunlarla ilgili işleri düzenleyen menşur ve beratları hazırlayan görevliye de pervane denmiştir.
Pervane üst düzey bir memuriyet olmamasına rağmen Dîvân-ı Alâ’nın üyelerinden kabul edilmiştir.
Kaynak:
OGM Materyal