Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) kuruluş tüzüğünde sağlık şöyle tanımlanmıştır: “Sağlık”
yalnızca hastalık ya da engelliliğin olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hâlidir.
İnsan sağlığına zarar veren unsurların giderilmesi, sağlığın korunması ve hastalıkların tedavisi için
yapılan çalışmalar “sağlık hizmeti” olarak adlandırılır. Sağlık hizmetleri; koruyucu, tedavi edici ve
rehabilite edici sağlık hizmetleri olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Sağlığa zarar verecek
ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü “hijyen”
olarak tanımlanır. Güvenli (sağlıklı) besin, besleyici değerini kaybetmemiş, fiziksel, kimyasal ve
mikrobiyolojik açıdan temiz, bozulmamış besinlerdir. Dünyada en sık ve en çok görülen hastalıklar
grubunu enfeksiyon hastalıkları oluşturmaktadır. Dünyada olduğu gibi su ve besinlerle bulaşan
enfeksiyon hastalıkları (ishal, tifo, kolera, bağırsak paraziti, brucella vb.) ülkemizde de halk sağlığı
sorunu olarak görülmektedir. Doğal dişlerin uzun süre dayanmasında ağız ve diş bakımının önemi çok
büyüktür. Ağız ve diş sağlığını bozan rahatsızlıklara; ağız kuruluğu, ağız kokusu, ağızdaki yaralar
(uçuklar ve aftlar) örnek verilebilir. Çocukluk çağı, insanların bulaşıcı hastalıklara en sık yakalandıkları
dönemdir. Hastalıkların Bulaşma Yolları; su ve besinlerle (beslenme ve dışkılama), hava yoluyla, kan
yoluyla, vektörler yoluyla, cinsel ilişki yoluyla ve temas yoluyladır. Bağışıklık, mikroplara karşı doğal
olarak var olan ya da aşı ile kazanılmış direnç durumudur. Bağışıklama ise kişileri bağışık hâle
getirerek hastalıklardan korumaktır. Bağışıklık, doğal ve sonradan kazanılan bağışıklık olmak üzere iki
farklı şekilde kazanılır. Aşı: Vücuda önceden belli maddeler (ölü mikrop, canlı mikrop, mikrop
antijenleri gibi) verilerek kişide belli hastalıklara karşı özel dayanıklılık durumu geliştirme işlemidir.
Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların (kuduz, kuş gribi, brusella, KKKA) yayılmasını ve
insanlara bulaşmasını önlemek için koruyucu olarak yapılan aşı, ilaçlama, iç ve dış parazitler ile mücadeleye önem vermek gerekir.
Ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçiş sürecidir. İç salgı bezleri tarafından salgılanan bazı
hormonlar bu süreci başlatır. Vücutta ergenliğe yol açan hormonal değişikliklerle birlikte dış
görünümde değişiklikler olur. İlk değişiklikler kızlarda ortalama 10, erkeklerde 12 yaşında başlar.
Ergenlik dönemi ve özellikleri arasında en belirgin görülen özellik, aile ile sürekli bir çatışma hâlinde
olmaktır. Ergenlik dönemi hem ergen hem de ergenin ailesi için zor bir süreçtir.
Sağlığın korunması ve geliştirilmesi, kronik hastalıkların önlenmesi, vücut bileşimi ve
ağırlığının kontrolü için düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır. Fiziksel aktivitenin sağlık için öneminin
yeterince anlaşılamaması ve giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının yaygınlaşması; toplumda
obezite, kalp-damar, yüksek tansiyon, diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığını
artırmıştır. Haftada 3-4 kez yapılan 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite, sağlık üzerinde
olumlu etkiler yaratır. Çocuk ve gençlerde en yaygın görülen olumsuz beslenme alışkanlıklarından biri
öğün atlamadır. En sık atlanan öğün, günün en önemli öğünü olarak kabul edilen kahvaltıdır. Yeterli
ve dengeli beslenmek için öğün atlanmamalı, besin çeşitliliği artırılarak her öğünde farklı besin
gruplarından tüketilmelidir. Özellikle meyve, sebze ve protein içeren besinler her gün tüketilmeli,
besin değeri düşük ve enerjisi yüksek yiyecek ve içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Beslenme;
sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin
ögelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almaktır. Besin ögeleri vücudun ihtiyacı kadar
alınamadığında “yetersiz beslenme” oluşur. Beslenme piramidi 5 ana besin grubunu içerir. Piramidin
en altını tahıl grubu oluştururken piramidin üst kısımlarına çıkıldıkça sırasıyla vitamin ve mineral
kaynakları olan sebze ve meyveler, proteince zengin gıdalar ve en üst kısımda da en az tüketilmesi
gereken yağlar ve şekerler bulunmaktadır.
Zihni etkileyen unsurlardan biri strestir. Toplum içinde bireyi tehdit eden ve zorlayan
tehlikelere karşı bireyin gösterdiği bedensel ve ruhsal tepkiye “stres” denmektedir. Stresle bağışıklık
sistemi arasında da yakın bir ilişki vardır. Fizyolojik stres, bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir etki
yapar ve bağışıklık sistemini çökertmeye çalışır. Sınav kaygısı, sınav öncesinde öğrenilen bilginin,
sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun
kaygıdır. Akran zorbalığı, bir öğrencinin bir veya daha fazla öğrenci tarafından tekrar eden biçimde olumsuz davranışlara (fiziksel, sözel ve/veya psikolojik) maruz kalmasıdır. Sigarada asıl bağımlılık
yapan madde nikotindir. Sigara içilen bir ortamda sigara içmeyenlerin durumu ‘‘pasif içicilik’’ olarak
adlandırılır. Alkol, sigaradan sonra en yaygın kullanılan sağlığa zararlı maddelerden biridir. İçki olarak
tüketilen alkol birçok hastalığa neden olmaktadır. Alkol beden ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler
yapmaktadır. Madde bağımlılığı, vücudun işlevlerini olumsuz yönde etkileyen maddelerin
kullanılması ve bu maddelerin kullanımının bırakılamamasıdır. Bağımlılık yapan maddeler merkezî
sinir sistemini etkileyerek fiziksel ve psikolojik tahribata yol açar. Bu maddelerin hiçbir güvenli
kullanım şekli yoktur. Kullanan herkes için bağımlı olma riski eşittir. Bağımlı kişi, madde kullanımına
ara verdiğinde yoksunluk belirtileri yaşar. Genel Ağ ve teknoloji bağımlılığı, diğer bağımlılıklarda
olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum
olarak tanımlanmaktadır.
İlk Yardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda sağlık görevlilerinin
yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek
amacıyla olay yerinde tıbbi araç gereç aramaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız
uygulamalardır. Acil Yardım: Hastalık ve kaza nedeniyle sağlığı tehlikeye girmiş kişiye, sağlık personeli
(doktor, acil tıp teknisyeni, hemşire vb.) tarafından tıbbi araç gereç ve ilaç kullanılarak yapılan uygulamalardır. İlk yardım temel uygulamaları; Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olarak ifade edilir. Her
türlü acil durumda 112 Acil Çağrı Merkezinin aranması ve gerekli bilgilerin doğru olarak verilmesi bir
insanlık görevidir. İlk yardımcı, hasta veya yaralının yaşamını korumak ve sürdürmesini sağlamak için
ilk yardımın ABC’sini uygulamak zorundadır. Öncelikle bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise
aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir: A. (Airway: Hava yolu), solunum yolu açıklığının
değerlendirilmesi, B. (Breathing: Solunum), solunumun değerlendirilmesi (Bak-Dinle-Hisset), C.
(Circulation: Dolaşım), dolaşımın değerlendirilmesi (canlılık belirtilerinin gözlenmesi, kalp masajı
yapılması). Solunum yolu tıkanıklığı, hava yolunun solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın
geçişine engel olacak şekilde tıkanmasıdır. Tıkanma, kısmi tıkanma ya da tam tıkanma şeklinde
olabilir. Kanama: Kanın yaralanma, zedelenme gibi herhangi bir nedenle damar dışına çıkmasıdır.
Vücuttaki kanın %20’sinden fazlası kaybedildiğinde hayati tehlike ortaya çıkar. Şok, kalp-damar
sisteminin yaşamsal organlara uygun oranda kanlanma yapamaması nedeniyle ortaya çıkan ve
tansiyon düşüklüğü ile seyreden ani dolaşım yetmezliğidir. Zehirlenme, vücuda zehirli (toksik) bir
maddenin girmesi sonucu normal fonksiyonların bozulmasıdır. Zehirlenme, zehrin vücuda giriş
yollarına göre sindirim, solunum ve deri olmak üzere üç yolla meydana gelir.
Kaynak: OGM Materyal (9.Sınıf - Sağlık Bilgisi Ve Trafik Kültürü Özet)